GİRİŞİMCİLİK HAFTASI

GİRİŞİMCİLİK HAFTASI

GİRİŞİMCİLİK HAFTASI (Mart Ayının İlk Haftası)

Girişim sermayesi, yüksek büyüme potansiyeline sahip girişimlere yapılan yatırımı ifade etmektedir. Girişim sermayesi dar anlamda yalnızca şirketlerin kuruluş aşamalarındaki yatırımları kapsamaktadır. Girişim sermayesi kavramı (venture kapital), özellikle ABD’de bu şekilde yorumlanmakta, şirketlerin büyüme ve genişleme dönemlerinde yapılan yatırımlar ise özel hisse senedi yatırımı (private equity) olarak anılmaktadır. Geniş anlamıyla girişim sermayesi ise, şirketlere herhangi bir aşamada yapılan yatırımları ifade etmektedir. Girişim sermayesinin özel hisse senedi yatırımlarını da kapsayacak şekilde kullanılması özellikle Avrupa’da yaygındır.

Girişim Ortaklığı Yatırım Nasıl Yapılır?
Yatırım ortaklıkları, kayıtlı sermayeli olarak kurulan ve halka açılmaları zorunlu olan sermaye piyasası kurumlarıdır. Sermaye Piyasası Kurulu’nun izni ile yatırım yaptıkları alana göre, Menkul Kıymet Yatırım Ortaklıkları, Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları ya da Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklıkları olarak kurulabilmektedirler.

Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklıkları, kayıtlı sermayeli olarak kurulan ve çıkarılmış sermayelerini esas olarak sermaye ve faiz kazancı elde etmek amacıyla Girişim sermayesi yatırımlarına yönelten halka açık anonim ortaklıklardır. Tescili takip eden bir yıl içerisinde ortaklığın çıkarılmış sermayesinin en az %10’unun, üçüncü yılsonuna kadar %30’unun, beşinci yılsonuna kadar %49’unun halka arz edilmesi zorunludur.

Girişimcilik Haftasının Tarihçesi
Ülkemizde girişim sermayesi kurumunun oluşturulmasına yönelik ilk çalışmalar kamu tarafından yapılmıştır. Ancak, ülkemizin gerçek anlamda girişim sermayesi ile tanışması, yurtdışında kurulu bazı girişim sermayesi özel hisse senedi fonlarının ülkemizde yatırım yapmaya başlaması ile olmuştur.

İlk yasal düzenlemeler ise Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yapılmıştır. Sermaye Piyasası Kurulu, 6.07.1993 tarihinde yayımlanan Seri: VIII, No:21 sayılı tebliğiyle girişim sermayesinin bir yatırım ortaklığı şeklinde kurulabilmesinin yolunu açmıştır. Ayrıca, bu şekilde kurulan girişim sermayesi şirketlerinin gelirleri kurumlar vergisi ve gelir vergisi stopajından istisna edilmiştir

1- İş Girişim Sermayesi, yatırım yapılabilecek potansiyeldeki şirketlerden ilk aşamada bir yönetici özeti talep eder.
2- Yönetici özetinin incelenmesinin ardından şirkete yatırım yapılması gündeme gelirse şirketten detaylı bir iş planı ve finansal veriler istenir.
3- İş planı ve finansal verilerin incelenmesi ve şirket ile ilgili bir değerleme çalışmasının yapılmasını takiben, taraflar arasında mutabakata varılması durumunda bir niyet mektubu imzalanır.
4- Niyet mektubunun ardından finansal ve hukuki durum tespit çalışmaları yapılır.
5- Durum tespit çalışmalarının tamamlanmasını takiben taraflar arasında ortaklık sözleşmesi yapılır.

Tasarruf – Yatırım – Risk
Tasarruf:
Gelirinizin tamamını harcamıyorsanız tasarruf ediyorsunuz demektir. Tasarruflarınızı genellikle güvenli yerlere koymak ve paranıza istediğiniz an ulaşmak istersiniz. Bunun için paranızı evde veya kasada tutabilirsiniz. Ama her tasarruf edilen para yatırım yapılan para demek değildir.
Yatırım: Paranızı gelir getiren bir araca koyduğunuzda yatırım yapılmış demektir. Örneğin paranızı vadeli mevduat hesabına yatırabilir ve faiz geliri elde edebilirsiniz. Paranızı bankaya yatırmaktan başka da çok çeşitli yatırım araçları mevcuttur. Arsa, ev gibi gayrimenkul veya döviz de birer yatırım aracıdır. Sermaye piyasalarında yatırım yapmak ise hisse senedi, tahvil, devlet tahvili, yatırım fonu katılma belgesi, v.b. sermaye piyasası araçları ile olur. Yatırım yapılırken eldeki paranın ne kadar süre ile o yatırımda tutulabileceği de önemlidir. Bazı yatırımlar uzun vadede iyi getiri sağlar, kısa vadede paraya çevrilirse karlı olmaz. Ayrıca parayı yatırırken, katlanılacak riskin de her yatırımcı tarafından iyice düşünülmesi ve ondan sonra karar verilmesi gerekir. Yatırım için önemli olan başlamaktır. Küçük miktarda ve sizin için hayati önemi olmayan bir parayla değişik yatırım araçlarını denemeye başlayabilirsiniz. Zaman içinde daha çok şey öğrenirsiniz. Yatırım yaparken soru sormayı unutmayın.
Risk Nedir? Risk temel olarak yatırılan paranın kaybedilme tehlikesidir. Bu ileride olacak olayların belirsizliğinden kaynaklanmaktadır. Anaparanın geri ödenmeme riskinden başka, faiz riski, döviz riski v.b gibi yatırım aracının fiyatını ve dolayısıyla getirisini etkileyen riskler de vardır. Bir yatırımın riski ne kadar yüksekse, o yatırım için vaat edilen getiri de o kadar yüksek olacaktır. Yüksek riskli bir yatırımda eğer işler iyi gider ve vaat edilen getiri alınabilirse yatırımdan yüksek gelir elde edilmiş olacaktır. Ancak bu durumda doğal olarak, beklenen yüksek getiriyi elde edememe– hatta yatırılan paranın da kaybedilmesi – tehlikesi de daha büyüktür.

Yatırılan paranın kaybedilme tehlikesinin düşük olduğu yatırımlardan beklenecek getiri ise nispeten düşük olmaktadır. Buna göre, yatırım yapılırken herkesin ne kadar riske katlanabileceğini çok iyi tartması gerekir. Vaat edilen getiri yükseldikçe beraberinde riskin de arttığı unutulmamalıdır. Bu mali piyasaların temel kuralıdır.

Risk Çeşitleri Nelerdir?
Borçlanma araçlarında risk iki türlüdür. Birincisi faiz oranı riski olup, piyasa faiz oranlarının değişmesiyle ilgilidir. Piyasa faiz oranlarının yükselmesi borçlanma aracının değerinin düşmesine yol açmaktadır.

İkinci risk türü ise anaparanın ödenmemesiyle ilgilidir. Örneğin tahvili ihraç eden şirketin ödeme güçlüğü içine düşmesi durumunda ortaya çıkan risk bu türdendir.

Hisse senedi gibi ortaklık hakkı sağlayan araçların riski ise şirketin gelecekte beklenen temettüdü ödeyememesinden veya satış anında senedin yeterli talep görmemesinden kaynaklanır. Şirketin iflası halinde ise ortaklar (hisse senedi sahipleri) şirketin tüm alacaklılarına ödemeler yapıldıktan sonra kalan tasfiye bakiyesine payları oranında katılırlar.

Riski iki ana grupta toplamak mümkündür;

Genel olarak bütün mali araçları etkileyen faktörlerden kaynaklanan risk
Bir mali aracın kendisine has özelliklerden kaynaklanan riskler (iş riski, finansal risk, likitide riski)
“Bir mali aracın riski” denildiğinde bu iki tür riskin toplamı anlaşılır.

Makroekonomik koşullar, milli gelir artış hızı, faiz oranı ve enflasyon oranı riski etkileyen unsurlardandır. Örneğin ekonominin genelinde bir durgunluk, bütün mali araçlar üzerinde etkili olabilecek bir unsur iken, iklim koşulları daha çok tarım işletmelerinin hisse senedi fiyatlarını etkileyen bir risk unsurudur. İklim koşullarından kaynaklanan riskten tarım işletmelerinin hisse senetlerini almayarak kaçınmak mümkün iken, ekonomik durgunluktan kaynaklanan riskten kaçınmak genelde mümkün değildir.

Peki, bundan kurtuluş yok mu? Acaba bu kuralı nasıl lehimize işletebiliriz?

Günümüzde çeşitli matematiksel ve istatistiki teknikler kullanılarak yapılan ve ayrı bir uzmanlık alanı haline gelmiş bu çözüm yoluna “riskin dağıtılması” yani çeşitlendirme ve portföy yönetimi denir. Portföy bir menkul kıymet yatırımcısının sahip olduğu menkul kıymetlerin tümüdür.

Mustafa Uyar administrator

www.reformturk.com, www.esarpyapma.com

You must be logged in to post a comment